بَاب إِذَا
صَلَّى
خَمْسًا
189-190. Musalli
Namazı Beş Rekat Kılarsa?
حَدَّثَنَا
حَفْصُ بْنُ
عُمَرَ
وَمُسْلِمُ
بْنُ
إِبْرَاهِيمَ
الْمَعْنَى
قَالَ حَفْصٌ
حَدَّثَنَا
شُعْبَةُ
عَنْ
الْحَكَمِ عَنْ
إِبْرَاهِيمَ
عَنْ
عَلْقَمَةَ
عَنْ عَبْدِ اللَّهِ
قَالَ صَلَّى
رَسُولُ
اللَّهِ صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
الظُّهْرَ خَمْسًا
فَقِيلَ لَهُ
أَزِيدَ فِي
الصَّلَاةِ
قَالَ وَمَا
ذَاكَ قَالَ
صَلَّيْتَ
خَمْسًا
فَسَجَدَ
سَجْدَتَيْنِ
بَعْدَ مَا سَلَّمَ
Abdullah b. Mes'ud
(r.a.)'den; demiştir ki: Resulullah (s.a.v.) bize öğle namazını beş rekat
olarak kıldırdı. Kendisine: Namazda bir artma mı oldu? denildi.
"Bu da ne
demek?" buyurdu. (Birisi:)
Beş rek'at kıl(dır)dın,
dedi.
Bunun üzerine Resûlullah
selam verdikten sonra iki defa daha secde yaptı.
İzah:
Buhârî, salât, sehv,
âhâd; Müslim, mesâcid; Tirmizî, salât; Nesâî sehv; İbn Mâce, ikâme
Hadis-i şerifte sehv
secdesinin selâmdan sonra olduğuna işaret vardır.Bu, secdenin selâmdan sonra
olduğunu söyleyenlerin delilleri arasındadır. Aksi görüşte olanlar Resûlullah,
fazla kıldığına ancak selâm verdikten sonra muttalî olduğu için, hadisin
aleyhlerine delil olamayacağını söylerler.
Sahâbîlerin, fazla
rekata kalkan Resûlullah'a ilk anda hatırlatmayışlannın sebebi, nesh
ihtimalinin mevcudiyetidir. Ashâb, Hz. Nebi beşinci rekate kalkınca namazın
beş rekate çıktığını zannetmişlerdir.
Hadis-i şerif, namazına
unutarak bir rekât ilâve edenin namazının bâtıl olmadığına delildir. Nevevî,
Mâlik, Şafiî, Ahmed ve selefle halefin cumhurunun bu görüşte olduğunu söyler.
Nevevî'nin bildirdiğine göre Şafiî mezhebinde bir kimse fazla kıldığını selâm
verdikten hemen sonra hatırlarsa namazı sahihtir, sehv secdesi yapar. Selâmla
hatırlatış arası uzayacak olursa esah olana göre secde yapmaz. Selâmdan evvel
hatırlama durumunda ise, ister kıyamda, ister rükû'da, isterse sücûdda nerede
hatırlarsa hatırlasın oturur, ettehiyyatü'yü okur, Sehv secdesi yapar ve selâm
verir.
Mâlikîlere göre fazlalığı
selâmdan sonra hatırladığı takdirde ara uzamış da olsa secde yapar.
Hanefî mezhebinde konu
oldukça tafsilatlıdır. Bir kimse dördüncü rekatten sonra oturmadan beşincisine
kalkar ve beşincinin secdesini yapmadan bu fazlalığı hatırlarsa, hangi halde
olursa olsun hemen oturur, ettehiyyâtü'yü okur, selâm verip sehv secdesi yapar.
Beşinci rekâtı secde ile kayıtladıktan sonra hatırlarsa farzı bâtıl olmuştur.
Tek rekatli nafile olmayacağı için namazı altı rekate tamamlar ve bu namazı
nafile olur. Dördüncü, rekatten sonra oturur da selâm vermeden unutarak beşinci
rekati secde ile kayıtlamadan önce hatırlarsa, oturur ve sehv secdesi yapar.
Beşinci rekat için secde yaptıktan sonra hatırlarsa namazı tamamdır. Çünkü son
ka'deyi yapmıştır. Ancak kalkar bir rekat daha kılar. Bu son iki rekat da
nafile olur. Bu yanılmanın ikindi namazında olması halinde altıncı rekate
kalkılıp kal-kılmayacağı konusu ihtilaflıdır. Bazı âlimler ikindiden sonra
nafile kılmak mekruh olduğu için altıncı kılınmaz derken, bazıları da bu
fazlalıktan asıl maksat nafile kılmak olmadığı için altıncı rekate kalkmanın
caiz olduğunu söylerler. Esah olan da budur. Sabah namazının ikinci rekatinden
sonra oturulur da üçüncü rekate kalkılır ve üçüncü rekatın secdesi yapılırsa,
dördüncü rekât ilâve edilmez. Çünkü sabah namazından sonra nafile kılmak
mekruhtur. İkinci rekatten sonra hiç oturmadan üçüncüye kalkar ve üçüncünün
secdesini yaparsa yine dörde tamamlamaz. Çünkü sabah namazının farzından önce
iki rekatten başka sünnet kılmak mekruhtur.
Nevevî ve Şevkânî, bu
hadisin Hanefîlerin görüşlerini reddettiğini, çünkü Hz. Nebiin beşinci
rekatten ka'deye dönmediğini ve bu rekatı kıldıktan sonra selâm verdiğini,
ayağa kalkmadığını söylerler. Ancak bu hadis dördüncü rekatten sonra oturmadan
beşinciye kalkıp secdesini yapanın namazının fasit olmadığına delâlet etmez.
Çünkü burada Resûlullah'ın dördüncü rekatte oturmadığına dair bir işaret
yoktur. Dolayısıyla Hz. Nebi'in dördüncü rekatten sonra oturup da ayağa kalkmış
olması mümkündür. Altıncı rekate kalkmaması da Hanefîlerin aleyhine değildir.
Çünkü bunlara göre de altıncıya kalkmak şart değildir. Kalkılırsa iyi olur.
Buraya kadar
anlatılanlar fazla olarak bir rekat kılındıktan sonra ziyâdenin hatırlanması
ile ilgilidir. Hatırlama fazla kılınan birinci rekatte değil de daha sonra
olduğu takdirde ne şekilde hareket edileceği âlimler arasında ihtilaflıdır.
Hanefîlere göre beşinci rekatin secdesi yapıldıktan sonra namazın fasit
olacağı "yukarıda belirilmişti. Durum burada da aynıdır.
Şâfiîlere göre unutarak
olduktan sonra ilâve ne kadar olursa olsun, namaz fasit olmaz.
Mâlikîler de iki
rekatli namazlarda ziyâde ikiyi; üç dört rekatlılarda de dördü bulursa, namazı
fasit olur. Daha az olursa, fasit olmaz, derler.